Bandura'nın geliştirmiş olduğu sosyal öğrenme kuramı eğitim psikolojisinde ve sosyal psikolojide oldukça sık kullanılan bir kuramdır. İlk başlarda sosyal öğrenme kuramı olarak adlandırdığı çalışmalarını daha sonra geliştirerek,kuramın adını sosyal bilişsel kurak olarak değiştirmiştir.
Bandura'ya göre birçok insan davranışı modeli gözlemleme yoluyla öğrenilir. Diğerleri gözlenirken,davranışın nasıl yapıldığı ve davranış ile ilgili krallar kodlanır.bu kodlar daha sonra davranış meydana getirilirken rehberlik eder. Bu tür davranış değişikliklerinin oluşumu özellikle çocukların davranışlarından rahatlıkla gözlenebilir. Bandura uyarıcı ile davranış arasındaki ilişkiyi açıklarken zihinsel süreçlerin ve bilişsel yapının önemine değinmiştir. 1970 li yıllardaki ilk çalışmalarında Bandura sosyal öğrenme teorisini açılarken gözlemciyi hareketsiz bir kamera yada kaset çalar olmadığını aksine,hareket eden sınıflandırmalar yapabilen,tercilerde bulunabilen bir kimse olarak tanımlamıştır. Daha sonra biliş üzerine çalışmalarını yoğunlaştırmış ve kuramın adını “Sosyal Bilişsel Kuram” olarak değiştirmiştir.
Bandura'nın sosyal öğrenme kuramında sosyal etki kavramı önemli bir role sahiptir. Ancak Bandura bireyin davranışlarının nedenlerini açıklarken,sosyal faktörlerin etkisini tek yönlü olarak ileri sürmemiştir. Onun tezinin temelini üçlü karşılıklı belirleyiciler oluşturmaktadır. Bunlar birey,çevre ve davranış üçgenidir. Bu üç özellik birbirini karşılıklı olarak etkiler Bandura'ya göre kişi ve çevre faktörü birbirinden bağımsız değillerdir. Her bir faktör diğerini sürekli olarak etkilemektedir. Kişi çevresini yaratır,değiştirir bazende yok eder. Dolayısıyla çevre şartlarındaki bu değişiklikler davranışı ve gelecek yaşamlarını da değiştirebilecek etkiye sahiptir.
Bandura ayrıca sosyo-kültürel çevrenin gelişiminde önemli bir etkisi olduğunu vurgulamaktadır. Psiko-sosyal faktörler,bireyin gelişiminde ve farklı kişisel özelliklerin kazanılmasında baskın bir rol oynamaktadır. Yakın sosyal çevre bireyin davranışlarında etkili olmakla birlikte, kitle iletişim araçları, kültürel kurumlar ve diğer uzak sosyal çevrede bireyin davranışlarında etkili olmaktadır.
Kendini Yetkin Görme , mesleki rehberlik ve danışmanlık hizmetlerinde,üzerinde ayrıntılı bir şekilde durulan önemli bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Yetkinlik bireylerin mesleki aktivitelerini anlamada,kariyer gelişimlerini açıklamada önemli bir kavramdır.Bandura yetkinliği, bireyin belli bir davranışı göstermek için gerekli etkinlikleri düzenleme ve başarılı bir şekilde yapma kapasitesine ilişkin kendi yargıları şeklinde tanımlamıştır. Yani kendini yetkin görme bireyin gelecekte karşılaşabileceği güç durumların üstesinden gelmede ne derece başarılı olabileceğine ilişkin kendi hakkındaki yargısı,inancıdır.
Yetkinlik, bireyin becerilerinin bir fonksiyonu değildir.bireyin becerisini kullanarak yapabildiklerine ve daha neler yapabileceğine ilişkin yargılarının bir ürünüdür. Yetkinlik bireyin farklı durumlarla baş etme belli bir etkinliği başarma yeteneğine kapasitesine ilişkin inancıdır.
1970'li yıllardan sonra mesleki rehberlik çalışma ve uygulamalarında yararlanılmakta olan sosyal bilişsel kuram bireylerin mesleki gelişim ve davranışlarını açıklamakta önemli bir güce sahiptir. Bandura tarafından geliştirilen sosyal bilişsel kuramda bireyin davranışları açılanırken bilişsel yapılar ile davranışlar arasındaki ilişki incelenmiştir.görülmüştür ki bireyin mesleki gelişim mesleki tercihleri ve karar verme sürecinin açıklanmasında yetkinlik beklentisi kavramı önemli bir yer tutmaktadır. (Özoğlu, 1997, 95-101)